19 Mart 2009 Perşembe
PES HINCAL !
Bu sabah, erkenden Erenköy'e gittim ve kahvaltı hazırladıktan sonra, işleri yola koyup, temizleyi
ciyi çağırdım ve çıktım...Kirli elbise torbası, kapıda asılı. Verilir gelince..Kendi evime geldim..Car
refour'un açılış saatini beklerken, oturup Hıncal'ı okudum...Veee.....gözlerime inanamadım....Bir
daha, bir daha okudum.."Eyvah, Hıncal bugün yandı.." dedim kendi kendime..Mail yağacak ona
bugün..Belki de ilk maili, ben, evet ben, onu çok seven ben, gönderdim..Acımadan..Haketti ama..
Bunca zamandır, hiç bir açığını yakalayamayan ben, kusursuz adamın, bu açığına dayanamam doğrusu..Hey, büyük Allahım...Sen nelere kadirsin...Bu da mı olacaktı...Abartmıyorum arkadaş
lar...Hıncal'ım, Tevfik Fikret'in ressamlığından bihabermiş...Bunu, bir lise öğrencisi bile bilir..
Ama, İspanya'nın, bilmem ne müzesindeki eserleri tek tek sayan Hıncal'ım, bilmiyor..."Sis" tab
losundan haberi yok...Ben ona, Aşiyan'a gitmesini öneriyorum derhal...Şimdi bu karizma yırtma olayını nasıl tamir edecek, çok meraktayım...Notu, gözümde 9 a düştü...Dikkat Hıncal...Teessüf
ederim doğrusu....Bunu yapmayacaktın bana..Üzgünüm ..
Birazdan çıkıp, ustayla buluşacak ve Carrefour'a gideceğiz..Taş-maş bakmaya...Sonra yine
Erenköy...İşleri kontrol ve final..Akşama umarım evimde olurum..Bu arada, yatak odamın du
var rengine bir türlü karar veremiyorum..Yıldız gecesi mi olsun ( ki, tatlı bir sarı bu), yoksa
gardenya beyazı mı.?..Ne kadar önemli yarabbi....Gözümü açınca göreceğim renk, günümü
aydınlatmalı, değil mi?
Haydi iş başı!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder