21 Mart 2009 Cumartesi

ÜSTÜN DÖKMEN

Bu akşam, kızım telefon edip Haberturk'u açmamı söyleyince, heyecanla oynadığım oyunu bıra kıp tv yi açtım..Üstün Dökmen'le konuşuyordu Saba Tümer...İlginç geldi konular..Dinledim..Ha yatın gerçekleri tabii hep...Ama ne kadar biz, sen, ben... Eşinden bahsetti ki, sanki beni anlatıyor gibi geldi...Yakın misafirlerim yemeğe gelecek örneğin.. Bir çok çeşit yemek yapmışım...Hayır, az gelir gözüme..Bi şey daha yapmalıyım derim..Aklıma hemen zeytinyağlı barbunya pilakisi gelir..Bir de onu yaparım...Ama Üstün Beyin anlattığı gibi, herşey biter, o kalır...Gerçekten hep böyle oluyor..Bense ısrarla barbunya yapmaya devam ediyorum..Yalnız kendim böyleyim sanırdım..Aynı olay, onların evinde de oluyormuş..Kendisi, eşine yapma dermiş, eşi yaparmış, barbunya kalırmış..Dolaba kaldırılmış..Üç gün, beş gün... Barbunya gidip gelirmiş...Sonunda atılırmış...Aynen bizdeki gibi... Sonra örneğin, sokak lambalarını nedense çok severmiş...Bir köşebaşında, solgun ışığıyla etrafı aydınlatmaya çalışan bir sokak lambası...Çok sonraları, sevme nedenini bulmuş...Annesi, benim gibi hem avukat, hem de öğretmenmiş...Geceleri oturup, masasında devamlı okurmuş..Oğlu, sabah kalktığında onu yine aynı pozisyonda bulurmuş.. Sokak lambasını aynı annesine benzetti ğini keşfetmiş birgün..Onun da hiç uyumayıp etrafı aydınlattığını düşünürmüş..Bunları dedi ve gözleri yaşardı..Son yıllarında annesi felç olduğu için, yerinden kalkamıaz olmuş..Der demez, tabii ki, mavi gözlü canım annem aklıma geldi...İçim acıdı sıcak sıcak..O da öyle olmuştu çünkü... Güzel konuşuyor Üstün Bey....Ama insanı duygulandırıyor da.. Bugün "Yazarkafe" de bir blog okudum..Bir yerinde diyordu ki : "Ölüm gerçeğiyle yüzleşin.. Ölümün yeni bir yaşama doğuş anlamına geldiğini içselleştirin..Tıpkı, anne karnındaki bebeğin, doğumla, o hayatını bitirip ( ölüp bir anlamda), dünyada yeni bir hayata doğması gibi.." Bunu ben hayat düsturu yapmışımdır zaten kendime...Ben de aynı böyle kabul ederim ölümü... Aslolan önceki hayatımız belki... Sanki bir film seyretmek için sinemaya gidip, film bit tikten sonra dışarı çıkışımız gibidir yaşam..Yani bizler dünyaya film seyretmek, eğlenmek için gelmişiz..İş bitince asıl yuvaya döneceğiz...Bana böyle geliyor doğrusu dünyada yaşamak... O nedenle, kaybettiğimiz sevdiklerimize , dönüşümüzde kavuşacağız...Şimdilik , sanki yurt dışındaymışız da, o nedenle ayrıymışız diyelim...Döneriz birgün elbet...Döneriz de, burası da çok güzelmiş ..Ayrılması zor geliyor o nedenle....Bulunduğumuz sürece hoş yaşamaya bakalım ey millet...Hep beraber...