24 Ocak 2009 Cumartesi

bente kahan

Derler ya, en güzel şiir, henüz yazılmamış olandır...en güzel şarkı, henüz bestelenmemiş olandır..böyle gidiyor...doğru tabii...ama bunun en canlı örneği- ni biraz önce yaşadım... kızım, elinde 2 cd ile geldi yanıma...bak, dinle bunları da müzik gör dedi..benim kiler bana yeter dedim..ısrar etti...koyduk, dinledim...aşık oldum arkadaşlar...bu kadar güzel müzik olur mu yaa. bente kahan diye musevi asıllı bir polonyalı kadın..allah ses vermiş ama sesten öte besteler çok güzel...alııııp götürüyor sizi... nereye mi....bilmem...uzaya filan....hiç görmediğiniz bir aleme...enstrümanlar harika...bu müzik, aşkenazi müziği imiş...yahudiler iki sınıfmış...seferadlar ve aşkenaziler...sonuncusu daha çok polonyalı oluyormuş...nasıl güzel...anlatamam ardından " pannonia Klezmer Band"... bu da aşkenazi müziği...güzel demek yetmiyor...dinlemek gerek..ben dinliyorum şimdi..birgün sizlere de dinletmek isterim...özel konser günü yapacağım, geleceksiniz....müziğe dalıp tatlı saatler geçireceksiniz...çare yok....bekleyin beni.....

kütüphaneler

ülkemizdeki kütüphanelerin değerini bilmeliyiz bence....Hocamız Ord.Prof.Dr.A. Süheyl Ünver sayesinde, biz bir grup insan, o kadar çok kütüphane gezip, o ka- dar çok eser gördük ki, anlatılamaz...normal insanlara çıkarmazlar bu kadar eseri, oralarda çalışanlar..ama hocayla gidince bütün kütüphane size açık... her eseri getirirlerdi...bir süleymaniye, bir topkapı sarayı...dehşet güzel kütüphaneler... ama ben size bugün oraları değil, sevgili okulum Kandilli Kız Lisesinin kü- tüphanesini anlatayım biraz...sanıyorum edebiyat hocamız Tomris hanımın verdiği bir ödev içindi ilk girişim kütüphaneye...yatılı olduğumuz için, başka bir yere başvurmak olası değildi zaten..her işimizi okulda halletmek zorunday- dık tabii....daracık bir merdivenle çıkılan üst katlarda bir yerdi burası..ilk görüşte aşk...tam da böyle bir şey...vuruldum oraya...küçücük pencereler.... aralardan, hep başka bir boğaz manzarası görünür...kütüphanelerin o bildik toz ve kağıt karışımı koku, olanca güzelliğiyle sinmiştir oraya...istediğiniz ki- tabı alır, dönersiniz etüde...ama ben dönmezdim...oracıkta dar bir yer bulup ilişirdim....çıkarabilene aşkolsun...saatler geçer, yemek zamanı gelir, beni ararlardı...zamanımın çoğunu orda geçirmişimdir...pek çok romanı orda bitir dim...aklımdan hiç çıkmayan bir kitap, kriminoloji...o kadar esrarlı bir şato gibi gelmişti ki bu kitap, günlerce gidip gidip bitirmiştim...yıllar sonra, adli tıp dersimizde büyük faydasını gördüm o zaman okuduklarımın.. sonra okulumuz, geçtiğimiz yakın yıllardan birinde, yangın geçirdi...sanıyorum gitti kütüphane...hala içim sızlar... yemekhane maceralarımız da ayrı bir yazı konusu...ilginç hikayelerim var yemekhaneyle ilgili...ne güzel günlermiş...şimdi oradan 4 arkadaş, ayda bir toplanıyoruz...umarım daha bir çoğu aramıza katılma fırsatı bulur da sınıfımız tamamlanmaya yaklaşır..başka şehirlerde yaşayanlar da var tabii..onların da arada bir de olsa gelmelerini diliyor insan...eski arkadaşlar, gençlik hatırası olduğu için, eski şarap gibi değerli oluyorlar...yenileri de seviyoruz tabii... alınmasın onlar..kalbimiz herkese açıktır, mevlana gibi..yeter ki gelip girsinler bir köşeye.. sevgiyle...

hüzün

hasan esen...hiç duymadım adını....yeni öğrenmiş bulunuyorum...şu" hüzün çiçeğim" şarkısının hem güftesini, hem bestesini yapmış bu kimse...ne kadar lirik, ne kadar güzel bir şarkı....dinlemiş olmanızı diliyorum...her şarkının yeri, insanın gönlünde ayrı bir yerdedir...bu, başka....gerçekten, dinlerken hüzün çöküyor yüreğinize...ağlamak geliyor içinizden..ömür çok kısa, yaşamaya bak...değmez hiçbirşeye, unutmaya bak...diyor.....ama işte, bir başka diyor derken, şu ahmet özhan....elele vermişler, sanki bizi üzmek için...e, dinleme değilmi hüzünleniyorsan...hayır, ille de dinleyeceğim...ağlama artık derken o , ben ağlayacağım....muratlarına ermişler yani insanı üzmeye.... başka şarkılar da var beni ağlatan....mesela "şimdi uzaklardasın, gönül hicranla doldu"... mesela " saçların tarumar, gözlerinde nem, ateşe benzerdin, küle dnmüşsün.." ne kadar acıklı...zaten türk müziğindeki şarkılar hep böyle... biraz da eğlendiren, neşeli şarkılar duymak istiyor insan zaman zaman ama ben bugün üzenlerden yanayım... bir arkadaşım aradı...telefonda konuşurken, söz döndü dolaştı şarkılara geldi... o da ilgili çünkü....benzemez kimse sana' yı birazcık söyledi...sesi güzel..birgün canlı canlı dinlemek fırsatını buluruz inşllh...o günün unutulmayacak bir gün olmasını diliyorum..aklımdaki tüm şarkıları söyleteceğim çünkü...yanına keşke bir alet de bulsak, hoş olur... yıllar önce, okulumuzun müdürüyle ve sesi güzel bir öğretmen arkadaşla birlik- te, bizim evde böyle birgün yapmıştık...o şarkıdan, bu şarkıya...kızım eşlik et- mişti piyanoda...anısı kaldı aklımızda...iyi ki yapmışız...hayatta, yıllar geçtikçe elde kalan nedir zaten..sadece anılar..önemli olan anıların güzel olması... sizlere hep güzel anılar kalsın dostlar...