4 Mayıs 2009 Pazartesi

SALKIM SÖĞÜT

Bugün, sanki İstanbul dışına çıkmış gibi oldum ey millet...Neden derseniz, bana çok yabancı yerlere gittim...Kurtköy'e..Gitmesi bi dert, dönmesi bi dert...Tam birbuçuk saat gidiş, bir o kadar da dönüş...İnsan orada oturuyor olsa, bu taraflara her istediği anda gelip gitmesi mümkün değil yani..bunu anladım...Anladım ama elim mahkum..Birgün ben de oralara gidebilirim gibi görünü yor....Bir ayağım Bostancı'da olmak üzere ...giderim..temelli buralardan ayrılıp alışkın olduğum semti terketmem olası değil...Neyse..Anlatacağım şey başka...Minibüsle gidip geldim..Dönüşte, tam da şoförün arkasında oturuyorum..İlk bindiğim anda çalan müzik dikkatimi çekti..O bitti, ikincisi başladı...Söyleyen aynı kişi..." Bir şafaktan, bir şafağa... Bir akşamdan, bir akşama.... Merhaba demeden daha...Bu gitmeler gitmek değiiiiiill.....Eğil salkım söğüt eğil...Bu benimki sevda değil..." diye devam ediyor....Bayıldım..Bildiğimiz bir türkü..Zülfü söylüyor... Gençliğimi anımsattı bir anda...Gittim yine o günlere....Türkü bitti..Şoför tekrar bastı....Takdir ettim doğru su....Yol boyu aynı türküyü dinleye dinleye geldik...Epey de bir yüksek perdeden çalıyor...Eve gelince, fızy org'a girip yine dinlemek istedim ama bugün açılmadı fızy....Her zaman çıkmıyor nedense...Şimdi de arayıp duruyorum...Bulamıyorum bi türlü....Aramalarım sırasında, Ülker arkadaşımla msn' de konuştuk...1 Haziranda Bodrum'a gideceğiz...Eve umarım taşınmış olurum da aksamaz gidişim diye endişedeyim...Planlarımızı yaptık yine...Hayal kurmak işimiz, yani...Ne derler, insan hayalleriyle yaşar...Ya da, daha doğrusu, insanın daima bir hayali olmalı....çünkü ne istersen o oluyor ya!.. Hiç görmedim Bodrum'u bunca yıl...İstek de duymadım...Herkesin bayıldığı şeye ben bayılmam..Huyum böyle..Ama bu yıl, Ülker öyle istiyor diye razı oldum..Fırsat bu dedim..Ölmeden gör orayı.. Kendi yurdunu tanımadan başka yerlere heves etme...O nedenle henüz korkunç sıcaklar basmadan gideceğim..Umarım...İyi geceler..