26 Ocak 2009 Pazartesi
Başlamak-Bitirmek
Gün olur, yapmanız gereken bir iş vardır, bir türlü içinizden gelmez başlamak..
Biz ev hanımlarının iyi bildiği bir durumdur bu...Temizlik mesela, eliniz gitmez
süpürgeye...Daha eğlenceli şeyler varken, öff dersiniz, şimdi bu yapılır mı?..
Zor olan işte o kararı verebilmektir...Verdiniz mi gerisi gelir..Hem de bir ham-
lede....çabucak bitirirsiniz....Yaslanırsınız bir koltuğa, gönenir içiniz...övünürsü-
nüz kendinizle....sanki çok önemli bir iş başarmış gibi...
İşte ben şimdi tam da bu haldeyim...26 ocak, saat 22.32.....bir iş bitirmiş
gibi kendimi hafiflemiş hissediyorum....Ruhum iyileşmeye mi başlıyor ne?
Zincirleri kırmaktan bahseden ben, bir halkayı bari kırabilmiş miyim acaba?
Umarım öyledir....zincir çok sert....acıtır beni....avuçlarıma kan oturur....ama
olsun....kalp yarasından daha kolay geçmez mi dıştaki yaralar.?..beklemek
gerek....geçecektir....iyileşir kanama yerleri....önce bir kabuk bağlar...birkaç
gün sonra kabuklar düşünce, altından pembe ilk gün derisi çıkar..kurtulur-
sunuz izden....eser bile kalmaz....o birkaç gün dikkat gerek...açılmasın tekrar, kanamasın yine yaranız...sonrasında rahat edeceksiniz nasılsa...
Siz hiç yaralanmadan yaşayın derim dostlarım....iyi geceler....
Annem
26 ocak, pazartesi..saat 21 i biraz geçiyor....annemi özlüyorum...beni en çok se-
ven insanı...beni tek en iyi anlayanı..mavi gözlü güzel annemi...başımı omzuna
koyup ağlamayı...elleriyle başımı göğsüne bastırmasını...ağlama kızım demesi-
ni...teselli edecek sözler söylemesini....kaybedince değerini daha önceden niye anlamadım diye hayıflandığım sevgili annemi....çok özlüyorum...Gittiği yerden beni gözleyebiliyor mu acaba? Başımın üstünde, ben görmeden dolaşıyor mu?
Üzüntü mü görüp ses çıkaramıyorsa onun için de acı oluyordur...Bir gece rüyama girse, duydum seni dese...Hayat güzel, ordayken keyfini çıkarmaya bak dese..Üzülme başkaları için..At kafandan bu kötümser düşünceleri...Seni eski
neşeli halinde görmek istiyorum..dese....Belki böyle şeyler söylese değişebilirim..
Bir tek annemin sözleri etkiler beni....Gerisi boş..Anneciğim, nolur gel bir gece..
Mavi gözlerinle bakıver bana...Aydınlansın dünyam...Seni bekliyorum...
ÖZGÜRLÜK
Kıymeti kaybedilince anlaşılan bazı soyut veya somut kavramlar var...İşte bunlardan biri de özgürlük....Tam sağlık gibi, çok gereksinim duyduğumuz, o
olmazsa hayatın çekilmez hale geldiği bir durum...Zamanında meslek icabı birkaç kere uğradığım oldu hapishanelere....Allah kimseyi düşürmesin...tabii ki
çok zor...Ama benim anlatmak istediğim öylesi değil....Dışardayken yaşadığınız
özgürlük kısıtlamaları....Farkında olmadan, birilerine kaptırdığınız özgürlükten
sözediyorum...İstediğinizi, istediğiniz zamanda yapamamaktan...Aslında engel-
leyen birşey yokmuş gibi görünmesine rağmen, vardır ..Bu çoğunlukla en yakı-
nınızdaki kişiler olur...en sevdiğiniz....kalpten bağlı olduğunuz kişiler....işte o zaman özgürlüğünüzü kendi ellerinizle teslim etmiş oluyorsunuz ve bunu anlamıyorsunuz.....Anladığınız an da, iş işten geçmiştir zaten...yeni bir düzen kurmak, zincirleri kırmak kadar zor olacaktır...belki de hiç olamayacaktır...
İsterdim Jeanne D'Arc kadar yürekli olmayı....kırmayı zincirleri...güneşe çıkmayı...kuşlar gibi uçmayı...istediğim yerlere konmayı....
Bugünlerde bu gücü arıyorum...kendimde...hoşçakalın...
huzurevleri
Her zaman anlamışımdır, şu huzurevlerine giden kişilerin, neden öyle yaptıklarını....anlamışımdır da, bu kadar yakından başıma geleceğini düşünmezdim...Evet, artık ben de bir huzurevine gidip,
o huzur mu nedir, onu bulmak istiyorum....bugün işte böyle bir moddayım...günlerdir içimde va-
rolan sevinç, bir anda kaybolup gitti....şimdi onu geri getirmek benim için, çok zor olacak...gün-
lerce,gecelerce uğraşmam gerekecek ruhumu canlandırmak için....Dün gece, bana sanıyorum
malum oldu bugün böyle bir duruma düşeceğim...sanki hazırlık yapmış gibi....yazdım onları....
bugün de böyle bir durum işte....insanın içi ağlarken, haliyle zaman zaman dışarı vuruyor hisler..
Bir anda, kendinizi, sanki pasifik okyanusunun ortasında, bir salda, yelkensiz-küreksiz buluveri-
yorsunuz..sarılacak ufacık bir tahta parçası olsa, onunla suları harekete geçirebileceğinizi sanıyorsunuz..Keşke sakin bir rüzgar esip, sizi karaya yaklaştırsa....beklemek,beklemek...esmi-
yor ama rüzgar....boşunadır beklemeniz....kendi kendinize kurtulma çareleri aramaya başlamak
gerekir....belki yaşama arzusu, yapabilir bunu....iş, o arzuyu kaybetmemek....bugün bende o
arzunun kalmadığını anlıyorum....yoruldum...yoruldum artık.....huzur bulmak istiyorum....
bu belki bir geçici huzurevi, belki de kalıcı bir huzurevi.....farketmez....ama dünya işlerine kar-
şı havlu attığım zamandır bugün.....kalıcısına da razıyım dostlar..
26 ocak 2009 / 11.20
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)