10 Nisan 2009 Cuma
HIZIR TÜREL
Bugün bir ara, hergün okuduğum kişileri okumazsam, kendimi eksik hissettiğim yazarları oku
dum...Ayşe Arman yazıyordu, Hızır Türel'i...İsmini duydum bir yerlerden ama hiç bilmediğim,
tanımadığım biri bu kişi..Allah rahmet eylesin, gitmiş...Yıllardır, hayalini kurduğu, Ayvalık'ta
bir taş evde....Onun, denize karşı olan yatak odasında...Bundan sonraki hayatında, güzel günler geçirmeyi düşlediği evde...Severek, isteyerek, belki de nice çabalarla ortaya çıkardığı bu evde...
Çok üzüldüm arkadaşlar...Daha 53 yaşındaymış....
Sabahtan beri bu ateş, bir iniyor, bir çıkıyor...Ben de, öööyle yatıyorum...Sıkıldım artık...Hiperak
tif bir insan olan ben, bu arada, yani ateşler içinde yatarken, neler düşündüm, neler..Yoksa, ben de gazeteci Hızır bey gibi, şu yeni evimde düşlediğim hayatı yaşayamadan mı gideceğim? Başka birine, pek küçük bir arzu gibi gelebilecek bu ev, benim için çok değerli...Zorda kalınca, huyum
dur, hemen gözyaşlarım akıverir...Şimdi de işte ha aktı, ha akacak...Kendimi tutuyorum..Hele
kızımın, biraz önce, kendi hasta haliyle bana hazırlayıp getirdiği tabağı, portakal suyunu, limonlu
adaçayını görünce, tam ağlayacaktım ki, dur Gönül dedim..Çocuğu da üzme..Hasta psikolojisi
herhalde...Ama ben ona bakacakken, o bana bakıyor...Kızım, akşam bulamadığımız ilaçları da al
mış gelirken..SERETİDE DİSKUS...Acaip bir şey...Çok güzel bir düzenek hazırlamışlar..Kutunun
içinde, her seferinde alacağınız 1 dozluk miktarı, ağzınıza yanaştırıp içinize çekiyorsunuz...Hiç
birşey hissedilmiyor..Ama o neyse, ciğerlere ulaşıyormuş...Sabah-akşam 1 doz..Ciğerlerime doldurduğum nikotin,arsenik,katran vs..ne kadar öldürücü madde varsa, şimdi onları geri çıkarmaya çalışıyorum yani...Kendim ettim, kendim buldum...Sızlanmak yanlış..Bile bile..çek
Gönül....
Evimde oturamadan, Prag'a gidemeden mekan mı değiştireceğim...Moralim bozuk arkadaşlar..
10 NİSAN / CUMA
Hastalığımın 3.günü....Dün gece "ateşler içinde yandım" desem yeridir...22.30 da Acıbadem Koz
yatağı'na götürdü kızım beni..Zorla...Bu halde sabah olmaz dedi...Beni eve getirdi, nöbetçi eczane
yi öğrendi..Kendi de hasta oysa ki...Taksi çağırdı, gitti...Ama reçeteyi evde unutmuş, döndü eve..
Bir daha çıktı, taksi yazıyor tabii bu arada..Nerden hasta oldun be Gönül..Sırası mıydı? Bir yığın
para, boşa gitti...Kızıyorum kendime...Neyse, ilaçlar gelince, antibiyotiği hemen yuttum..Doktor bana Parol da yut demişti...O, gece 2.55 te uyanınca aklıma geldi..Fırın gibiydim çünkü..O anda
ateşim 37.9....Saat 5.30 da tekrar uyandım...Biraz rahatlamış gibiydim..Ateş, 37.4 olmuş...Sabah
8 de ise 36.7 oldu...Kızım derse gitti..Eli mahkum..Salı günü kaçtı..Bugün de kaçarsam, şancılar
için iyi olmaz dedi....Bu haldeyken insanda güç olmuyor ki...Ne yapacak, bilmem...Şimdi saat 12..
Benim ateş, yine tavan yapmış durumda..Kızım gidince, kalktım..Bir mercimek çorbası yapmak
için...Dolaştım biraz, çıktı..Şimdi yatarsam belki düzelir yine..Bugün ve yarın, davetli olduğum yerler vardı..Gidemiyorum..Üzgün ve kızgınım....Başa gelen çekiliyor işte...Sağlık dilerim herke
se ve kendime...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)