22 Şubat 2009 Pazar

22 Şubat / pazar

Cuma günü, yani geçtiğimiz 20 şubatta, Saip beydeki seansımı, farkettiyseniz anlatmadım..Hoş bir anı olmadı o günkü gidişim...Aslında hiçbirine hoş demek mümkün değil ama ehven-i şer denebilirdi...Ama cuma günü, bi kere baştan faul başladı herşey..Tam bir saat bekledim..O moralle de içeri girince, secret ku ralları işledi, moralim bozuldu, bir ara ağladım bile...Doktorcum çekildi, beni bıraktı rahatlamam için..Geçti sonra..devam ettik..Cuma raporu bu kadar.. Gelelim bugüne...Sabah "Yaşamdan Dakikalar" ı izledim her hafta olduğu gibi.. Hıncal'ım boyunluğunu atmış artık..Sevindim öyle görünce..Yalnız bayağı üzgü ndü..( Bu kesme işaretlerini, ben yanlış yapmıyorum arkadaşlar..sistem yapıyor öd) Niye Gazanfer Özcan'ın sağlığında, onun maddi problemlerine çare bulmak için çabalamadım, dedi...Bu aklına gelmediği için kendini suçluyor ve üzülüyor..Üzülme Hıncal'ım... Bunu yapmak isteseydin bile, o belki, zaten izin vermezdi..Şu " onur" denen kavram var ya...Bambaşka birşey...Kendimden bahsetmek istemiyorum...Aslında bir örnek yaşadım ben de..Ama başka bir şey anlatacağım...Zamanında, kızım ilkokul beşteyken, özel okullar sınavı için kursa gidiyordu , diğer sınıf arkadaşları gibi..Ancak, sınıfın çalışkan çocuklarından biri, maddi olanaksızlıklar yüzünden bir kursa yazılamamıştı..Düşündüm ve arkadaşlara öneride bulundum..Bu çocuğu bizler bir yere yazdıralım,, ücretini aramızda halledelim...Hepsi kabul etti, 10 kişi filanız..Annesine söyledik... Kabul etmedi o anne...Olmaz dedi...Çocuğum, bunun yükünü ömrü boyunca çeker...Doğruydu...Biz hata yapmıştık belki...onur bu işte, acaip bir duygu.. Sonrasındaki o boyun eğme, minnet borçlu olma, hep hatırlama... İnsanı bozan bir durum oluyor..Belki Gazanfer bey de kabul etmeyecekti bunu. O, herşeye rağmen şerefiyle ölmenin rahatlığını bulmuştur mutlaka kendinde... Üzülme Hıncal...Adalet yerini buluyor..Şimdi mirası reddetmekle, o haksız ceza ortadan kalkacağı için, huzurludur...Böyle düşünmek en iyisi... Herkese onurlu yaşamlar...