10 Ocak 2009 Cumartesi

cadde

bugün bağdat caddesi her zaman olduğu gibi yine çok kalabalıktı..öyle ki bindiğim taksi, aralardan çıkıp sizi bir köşede bırakayım, caddeye girmeyeyim, yoksa çıkamam dedi..öyle de yaptı..biraz yürümek zorunda kaldım..
bayram geçti, yılbaşı geçti,bu ne kalabalık dedim kendi kendime..herkesin alışverişe çıkmadığı belli..ama çıkmışlar . insanları da anlamak lazım..bütün
hafta okul veya işte , monoton bi hayat yaşadıktan sonra biraz değişik kişiler görmek, biraz da vitrin güzelliklerini seyretmek istiyorlar..hakları da var bu açıdan..ancak tek hatlı bi cadde olmasına rağmen ne araba yolu yetiyor, ne de kaldırımlar..mavi gözlü eski belediye başkanı bedrettin dalan çabalayıp uğraşmasaydı, bugün neler olurdu, tahmin bile edemiyorum..
hem geliş hem gidiş vardı eskiden..sayın dalan, sahile o geniş dolma yolu yaptı da insanlar biraz nefes aldı diyeceğim ama görüyoruz yine alamadı..giderek iş
çığrından çıkıyor..kaldırımda bile yürüyemez hale geliyoruz kalabalıktan..
bağdat caddesine bir çare bulmaları gerekiyor yani yetkili ve etkililerin..
ben de paşabahçeye, zaraya, feneriuma girdim çıktım..gereken doğumgünü
hediyelerimi aldım ve yürüyerek eve döndüm...soğuk hava, tüm benliğimi kaplamıştı demek doğru olur..bi yığın düşünce kafamda,
güzel bi yürüyüş oldu akşamın 7 sinde..yolumun üstündeki d&r dan kendime ahmet özhan'ın yüzyılın şarkıları cd sini de aldım..uzun zamandır aklımdaydı..dişçiye katlanmama karşın ödül kendime bu cd..
eve geldiğimde şunu koyim de dinleyim derken baktım bi aradaşım bana çok
değişik amerikan rap,raggie,kilise tarzı mix bi ileti yollamış...önce onları dinledim..bayıldımmm..o kadar güzel..ben de diğer arkadaşlarıma yolladım tabii..güzellikleri paylaşmak gerek..şimdi de sakin kafayla ahmet özhan dinleyeceğim..hüzünlü şarkılar..
sizlere de bol müzikli günler dilerim..
şılık kendime ödül olarak istedim bunu..

şiirler

önüne gelen şiir yazıyor..her yerde...beğenilmiyor bence bunlar...acaip felsefi yorumlardan başka bi şey değiller ki...nerden de buluyorlar bu lafları..aslında bu açıdan bakıldığında başarılı görülebilir..ama ben nedense hiçbirini beğenmiyorum..
lisede okurken edebiyat hocalarımızın derslerde zorla ezberlettiği şiirler aklıma geliyor..iyi ki öyle yapmışlar..hepsi zihnimizde zaman zaman canlanıyor o güzel şiirler...sonraki yıllarda tabii kendi arzumuzla okuduklarımız da var...bütün bun
lar birbirinden güzel san'at yapıtıydı..şiir diye ben onlara derim..saçma sapan
yazılanlara değil..
niye kendini şiir yazmaya zorlar insan acaba? . bırakın, ilham geliyorsa yazarsınız..yok, ille de yazacak..okunmuyor be kardeşim..yemekteyiz programın
daki gibi zorla hazmediyoruz bunları..hatta hiç hazmedilmiyor..onun için daha
ilk satırında okumaktan vazgeçiyorum..
nerde yahya kemal, nerde orhan veli, nerde bedri rahmi...daha adını yazmakla
bitiremeyeceğim şairlerimiz..
niye böyle diye düşünüyorum..
niye şair çıkmıyor eskiler gibi..
romantizm öldü diye mi? yoksa insanlar duygularını mı kaybetti?
veya zorlaşan hayat koşulları mıdır kabahatli olan?
bunlar geçerli mazaret olabilir mi?
hiç sanmıyorum..
çiçek pasajında. basit kağıt peçetelere yazılan şiirleri de unutmuyoruz ..
hatay restoranda içki masasında karalamaca gibi ortaya atılıvermiş nice
şiirler de var birbirinden güzel..
fakirlikten bunalan, ama çok güzel şiir yazan birçok şairimiz de yaşamış ve üret
miş...
sebebi bulamadım ben..
yetenekler köreldi diyemiyeceğim..
ama gerçek böyle...yeni ve güzel şiir okuyamıyorum..
recaizade mahmut ekrem'in miydi çıkaramıyorum, elhan-ı şıta...aman allahım
ne güzel şiirdir o...dünyaya bedel..defalarca okusam bıkmam..kış göğü..
önümüzdeki yıllar inşllh çıkar güzel şiirler de bizler de okuruz..
mutlu oluruz okuduğumuz an..