ilk işimde çalışıyordum ...uzun seneler önce...çalışkanlığımı farkeden bir profesör, bana, kendisinin öğleden sonraları gidip tıbbi danışmanlık yaptığı ilaç
fabrikasında kütüphane memurluğunu teklif etti...aldığım maaşın 5 katı bi parayla...sırça köşkümden, istemeyerek, ama kürsü profesörü hocamın da benim için iyi olacağını kabul etmesiyle ayrıldım..ve o fabrikaya geçtim...yeni
patronum, müdürüm, uzun zamandır tanıdığım,sevdiğim kültürlü bir insandı..
jinekolog....6 ay sıkı bi şekilde çalıştım..öğlene kadar kütüphane işleri..o gelince
ona asistanlık....30 sayfa yazıyı koyar önüme, 2 saat sonra çıkıcam der..yetiştiririm...arı gibi çalışırdım..6 kişinin işini yaptığımı söylerdi..memnundu benden...
6 ay sonra birgün kütüphaneye geldi..ben yarın ankaraya gidiyorum...şunları şöyle yap filan talimatlar verdi..tamam dedim...ertesi gün o yok...önceki iş yerimden doçent bayan aradı...cuma günü hocamızın doğumgünü.... x beyden
bi konuşma yapmasını rica ediyoruz...dedi..kendisi ankarada dedim..aman evine haber ver..iletsinler dedi..o zaman cep telefonu yok..ben de büyük bi safiyetle eşini aradım..ankarada ama haber verebilirmisiniz acaba? cuma günü
bi konuşma istiyorlar diye..bu kadar... ertesi gün geliş saatinde bakıyorum x bey yok ama enstitünün fotoğrafçısı hasan abimiz elçi olarak geldi...kemküm..ne ol
duğunu anlamak mümkün değil..neticede olan şu: gidilen yer eşi ne biliyor hala çözemedim ..belli ki ankara değil..yani ben büyük bi çam devirmiş ve tatsızlığa neden olmuşum ailesinde.. o kadar kızmış ve sinirlenmiş ki kendisi ge
lip söyleyemiyor..oysa ki samimiyiz..aşırı öfke göstereceğini bildiği için aracı
olarak birisini gönderiyor...
şok oldum....düşün düşün...oturdum istifa dilekçemi yazdım, personele götürdüm..o kadar...10 dakika sonra telefon..aşağı gel..indim...ne bu dedi...artık
burda çalışamam....tam yarım saat...odanın içinde dolaşıyor,turluyor...ve konu
şuyor...ayrıldığın yer devlet dairesi..sırça saray..dünyadan haberin yoktu..burası özel sektör...burda işler başka türlü..haklısın..adaptasyon güçlüğü
çekiyorsun..ama bak gör bi 6 ay daha geçsin..performansın kat be kat artacak..tabii maaşın da...seni şu karşı arsada yapılacak evlere sokucam..ev alacaksın..kooperatif olacakmış..şimdi orda iş sanat kuleleri var..oraya diyor..
dinledim hiç ses çıkarmadan...sonunda ee ne diyorsun..al istifayı geri dedi...
hayır dedim..alamam..artık eskisi gibi olamayız...size hizmet etmeye devam edemem..bu kadar...şaşırdı..üzüldü...ama bitti..olamazdık gerçekten..çünkü
kalp kırılmıştı bir kerre.. onun kızgınlığını unutamazdım..yüzüne her baktığımda o günü hatırlardım...suçsuzken suçlu ilan etmişti beni...eski çalışma
aşkım kalmamıştı...aşk olmayınca meşk olur mu? velhasıl ayrıldım işten..sonra yine görüştük..hep de görüşüyoruz..telefonlaşıyoruz...ama iş başkaydı, dostluk
başka...
diyeceğim..bir kere kalp kırılmaya görsün..ondan sonra tamiri gerçekten imkansız...ya da benim huyum böyle..ama bu da benim doğrum..ne yapayım..başka türlü davranamam...hala sevdiğim bi insan olmasına rağmen iş ilişkimiz yürümedi...bitti...