13 Ocak 2009 Salı

kalp kırıkları

ilk işimde çalışıyordum ...uzun seneler önce...çalışkanlığımı farkeden bir profesör, bana, kendisinin öğleden sonraları gidip tıbbi danışmanlık yaptığı ilaç
fabrikasında kütüphane memurluğunu teklif etti...aldığım maaşın 5 katı bi parayla...sırça köşkümden, istemeyerek, ama kürsü profesörü hocamın da benim için iyi olacağını kabul etmesiyle ayrıldım..ve o fabrikaya geçtim...yeni
patronum, müdürüm, uzun zamandır tanıdığım,sevdiğim kültürlü bir insandı..
jinekolog....6 ay sıkı bi şekilde çalıştım..öğlene kadar kütüphane işleri..o gelince
ona asistanlık....30 sayfa yazıyı koyar önüme, 2 saat sonra çıkıcam der..yetiştiririm...arı gibi çalışırdım..6 kişinin işini yaptığımı söylerdi..memnundu benden...
6 ay sonra birgün kütüphaneye geldi..ben yarın ankaraya gidiyorum...şunları şöyle yap filan talimatlar verdi..tamam dedim...ertesi gün o yok...önceki iş yerimden doçent bayan aradı...cuma günü hocamızın doğumgünü.... x beyden
bi konuşma yapmasını rica ediyoruz...dedi..kendisi ankarada dedim..aman evine haber ver..iletsinler dedi..o zaman cep telefonu yok..ben de büyük bi safiyetle eşini aradım..ankarada ama haber verebilirmisiniz acaba? cuma günü
bi konuşma istiyorlar diye..bu kadar... ertesi gün geliş saatinde bakıyorum x bey yok ama enstitünün fotoğrafçısı hasan abimiz elçi olarak geldi...kemküm..ne ol
duğunu anlamak mümkün değil..neticede olan şu: gidilen yer eşi ne biliyor hala çözemedim ..belli ki ankara değil..yani ben büyük bi çam devirmiş ve tatsızlığa neden olmuşum ailesinde.. o kadar kızmış ve sinirlenmiş ki kendisi ge
lip söyleyemiyor..oysa ki samimiyiz..aşırı öfke göstereceğini bildiği için aracı
olarak birisini gönderiyor...
şok oldum....düşün düşün...oturdum istifa dilekçemi yazdım, personele götürdüm..o kadar...10 dakika sonra telefon..aşağı gel..indim...ne bu dedi...artık
burda çalışamam....tam yarım saat...odanın içinde dolaşıyor,turluyor...ve konu
şuyor...ayrıldığın yer devlet dairesi..sırça saray..dünyadan haberin yoktu..burası özel sektör...burda işler başka türlü..haklısın..adaptasyon güçlüğü
çekiyorsun..ama bak gör bi 6 ay daha geçsin..performansın kat be kat artacak..tabii maaşın da...seni şu karşı arsada yapılacak evlere sokucam..ev alacaksın..kooperatif olacakmış..şimdi orda iş sanat kuleleri var..oraya diyor..
dinledim hiç ses çıkarmadan...sonunda ee ne diyorsun..al istifayı geri dedi...
hayır dedim..alamam..artık eskisi gibi olamayız...size hizmet etmeye devam edemem..bu kadar...şaşırdı..üzüldü...ama bitti..olamazdık gerçekten..çünkü
kalp kırılmıştı bir kerre.. onun kızgınlığını unutamazdım..yüzüne her baktığımda o günü hatırlardım...suçsuzken suçlu ilan etmişti beni...eski çalışma
aşkım kalmamıştı...aşk olmayınca meşk olur mu? velhasıl ayrıldım işten..sonra yine görüştük..hep de görüşüyoruz..telefonlaşıyoruz...ama iş başkaydı, dostluk
başka...
diyeceğim..bir kere kalp kırılmaya görsün..ondan sonra tamiri gerçekten imkansız...ya da benim huyum böyle..ama bu da benim doğrum..ne yapayım..başka türlü davranamam...hala sevdiğim bi insan olmasına rağmen iş ilişkimiz yürümedi...bitti...

resim ve müzik

bazı gün kendimi şanslı hissederim....bugün de onlardan biri oldu...çünkü hem resim, hem müzik vardı aynı anda....
öğlen erenköy d&r'a gittim....orada daha çok alaturka bulunuyor....dakikalarca dolaşma, inceleme fırsatı bulabildim..tenhaydı...5 cd aldım, hepsi de birbirinden güzel..derste ikisini dinleyebildik...seçilmiş güzel şarkılar...eşlik ettik hepimiz tabii...hoş saatler geçti...biri şöyle:
unut beni kalbimdeki hicranla yalnız kalayım
kimsesiz bir yavru gibi kucağında ağlayayım
bu kaçıncı söz verişin,söyle nasıl inanayım
kimsesiz bir yavru gibi kucağında ağlayayım..
bir başkası
ölürsem yazıktır sana kanmadan
kollarım boynunda halkalanmadan
bir günüm geçmiyor seni anmadan.
derdine katlandım hiç usanmadan
diyorlar kül olmaz ateş yanmadan
denizler durulmaz dalgalanmadan.
yani bunları yazmaya kalksam sayfalar dolar...bugünlük 2 tane olsun...bi tane daha vardı, onun sözlerini kaçırdım..bulursam yazarım..
akşamın olduğu yerde bekle diyorsun gelmiyorsun
çünkü seni çok sevdiğimi biliyor gelmiyorsun...
ayın 28 inde ve 29 unda iki konser var...biri CKM de, diğeri kadıköy nikah dairesinde....tabii kaçırmayacağım onları, sağlık yerinde olursa....
kadıköy tarafı, alaturka müzik etkinlikleri açısından daha zengin sanıyorum....
her köşede bi grup harıl harıl çalışıyor....elde notalar, korolara gidiyor herkes...
ne güzel...kutluyorum gidenleri ben...keşke gidebilseydim....ama biliyorsunuz
ses yok....olsun...ben de çok iyi bir dinleyiciyim onlara...içimden nasıl olsa eşlik
ediyorum konserlerde.....şu süreyya'da bi gün ahmet özhan gelip konser verse çok iyi olurdu...ihtiyaç var yani...kulağına giderse iyi olur arkadaşlar...hatta
en iyisi ona bi mail atmak....yap şu konseri bu tarafta diye...üyeyim ona...gönder
mek olası yani...
saat 6.25.... eskiden akşamları hiç sevmezdim...ama artık seviyorum....iyi müzik
dinleniyor...
hepinize iyi akşamlar...

bugün

13 ocak salı....saat 11.24....akşamın yemeği hazırlandı..sıra 2 faturanın ödenmesi
ve 5 hediye alımı için şaşkınbakkala gidilmesinde.... kızımın yine gece boyu oturup hazırladığı ödevini, hocasına götürüp teslim etmesi için çıkmasını bekliyorum...ödev, tam anlamıyla harika olmuş...tam puan alacağından şüphe
yok..istedimi yapıyor...iş, oturabilmekte..ilhan usmanbaş'ın bir yapıtının analizi..türk bestecilerinden önemli bir isim..yazdı ..hayatcolora gitti...bastırdı..
geldi..keserek, aralara notalar koyarak yeniden düzenledi...hayatcolora yeniden gitti...bu defa son görünüm olan baskıyı yaptırdı...kolay değil...kafa karıştırıcı..
şimdi iş avrupa yakasına geçmekte...yollar ne durumda kimbilir..trafik olmaması gerek ki çabuk gidebilsin 12.45 e..
ben hediye işlerimden sonra resim dersime gitcem...soyut başladım...bu defa
eski ile yeni karışımı bi şey yapmak istiyorum....ebruya benzer yağlıboya zemin
üzerine, çini motifleri veya eski yazı bi kelime..çifte vav, bu da geçer yahu, ken
di ismim filan...şu anda henüz bi karar yok...
bu akşam yine bir ödev hazırlanacak..uyku haram...yarın gece bavul hazırlama..
yine geç vakit yatış olacak..perşembe yolculuk...ben değil..ben burdayım henüz.
arkadaşlar çamura yatıyor prag konusunda...onları dinleyip mayısa mı bırakmalı acaba şu prag'ı...yoksa tek başıma mı gitsem...karar veremiyorum..
soğuktan korkuyorlar..oysa ki onun da bi keyfi var..hem daha tenha oluyor o zamanlarda her yer..bilemiyorum..uyabilirim de onlara..öff...planlarımı değiştir
tecekler bana...hiç sevmem caymayı..neyse o yani...giderim belki, bilmiyorum..
şimdilil hoşçakalın..işler var..akşama görüşmek dileğiyle...