26 Haziran 2009 Cuma

OLGA FOUZ SOTO

Bu bir isim..İspanyol genç bi bayan...Kızımın arkadaşı....Uzun yıllardır Türkiye'de yaşıyorlar sev gilisiyle...Ve yakında (Ağustos sonunda) evlenecekler...Olga, emlakçılık yapıyor...Cihangir'de eski evleri alıp restore ettiriyor ve satıyor...Spor salonunda tanıştılar kızımla ve iyi anlaşıyorlar..De vamlı ispanyolca konuşmaları, kızım açısından avantaj tabii..Müstakbel eşi Alan, bir sap'çı..Dur duğu yerde duramayan bi insan..Dünyayı dolaşıyor..3 ay burda, 5 ay Çin'de...Heryerde...İstan bul'daki evleri merkez...Dönüp dolaşıp buraya geliyor Alan, bir süreliğine...Sonra yine gidiyor.. Zor bi hayat...İşte bu iki genç insan evlenecekler..Uzun zamandır hazırlık yapıyorlar..Düğün İstanbul'da olacak..Misafirler İspanya'dan ve İrlanda'dan gelecekler..Otelde ağırlanacaklar..Dü ğün de Sait Halim Paşa Yalısında gerçekleşecek..Kızım, bir şirket gibi, Olga'nın her işiyle ilgileni yor..Düğün öncesi kilisedeki nikah için mesela, bugün Saint-Antoine'a gittiler..Papazla görüşme, çalınacak parçalar, 2 şarkıyı okuyacak tenorun bulunması...Kuaför, makyöz, dj, ışıkçılar, maytap lar, yemek listesi, pasta ve müzikler..aklınıza ne geliyorsa...Bu düğünden sonra kızımla birlikte bir organizasyon şirketi kurmayı bile konuşmuşlar...Yapabiliriz, neden olmasın diye...Nikahtan sonra, kiralanacak arabalarla onca misafir Kabataş'a getirilecek ve tekneyle 1 saat dolaştıktan sonra Sait Halim Paşa'nın iskelesine yanaşacaklar...Denizden salona gelecekler...Güzel bir program tabii..Gelin hanım şimdiden heyecan içinde..Onu yatıştırmak, paniğini gidermek de kızıma düşüyor...Olga'nın anne-babası, geçen ay işleri kontrole gelmişlerdi İstanbul'a...Kızlarının yanında böyle işbilir,becerikli bir yardımcı olduğunu görünce çok rahatlamış bir halde döndüler Madrit'e...Kolay değil..Yabancı bir ülkede, bu işleri kolaylıkla halledebilmek...Ama Dilara bir numara..Onu asla yalnız bırakmaz...Şarkıları bulup listeyi yapmak de ona ait...Arkadaş hatırına işte herşey...Umarım tüm program Olga'nın istediği gibi gerçekleşir...Darısı, evlenmek isteyenle rin başına... ( saat 23.15)

MICHAEL JACKSON

Sabah gazetelerine bi göz atayım dedim...Pişman oldum..Ölmüş adam..İnanamıyorum...Bu yaşta, bu kadar para sahibi iken insanın ölmesi ne acı...Yaa, saçmalıyor muyum ben? Ölmekle bunların bi ilgisi mi var? Hem belki ölmek iyi bir şeydir, ne bileyim..Off, geçelim bu konuyu..Ölmüş işte...Tüm canlılar gibi... Yaz geldi mi herkes bi taraflara dağılıyor ya, hiç hoşuma gitmiyor...Buharlaşıyorlar sanki..ara ki bulasın bi arkadaşını...Kızımın doğum günü 7 Temmuz mesela..Zavallı yavrum, doğum günlerini aileyle birlikte geçirmeye alıştı artık..Çünkü hiç arkadaş kalmıyor bu sıcaklarda..Eskiden bir-iki yıl, mayısta yapmayı denedi ama zevk almadı...Yalan oluyor diye...Bu yıl ona dedim ki, "Bak, bi değişiklik olacak..Yeni bir evde kutlayacağız doğumgününü".. "Sen bu söylediğine inanıyor musun anne.." diye sordu..evet dedim ama çocuk haklı mı ne? 7 temmuza gidebilecek miyiz acaba yeni eve? Umarım gideriz...Biraz hızlanmam lazım..Adamları sıkıştırmadan olmuyor.. Amma oyaladılar beni...Taşınacağız diye 10 gün önce klimamı naklettirdim ( tam 350 lira aldılar haberiniz olsun.. yenisini taktırsam daha iyi olurmuş) şimdi bu sıcaklarda, eski evimde klimasız kaldım...Gece pencereyi açık bırakmak zorunda kalıyorum, hırsız girecek diye de ödüm kopuyor. Şu iş bitse de, ben de bi Bozcaada yapsam artık...Ağustosa kalırsa, festivale denk gelirim belki, iyi olur...Bağbozumunu orada yaşamak...Ne hoş...Sevgili dostlar da olunca hele..Değme gitsin keyfime...Sarı noktayı filan ancak böyle unutabilirim herhalde...Boş kaldıkça aklıma geliyor,fena oluyorum..... Bir blogda okuduğum şu sözler, çok hoşuma gitti..Yazıp çıkayım kahvaltı etmek için.. Birinin izinden yürünürse, onu geçmek mümkün değildir... Ve şu: Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın... " Katan" lardan olmak dileğiyle...