29 Kasım 2009 Pazar

AHMET ÖZHAN

Bugün pazar...sabahın körü denebilecek bir saatte kalktım... Ne kalkıyorsun, yatsana Gönül....pazar pazar....nedeni yok..camı açtım...ooohh, İstanbul'a yağmur yağıyor incecikten...mutluluk diz boyu bende....yağmurdan tabiiki....çıksam sahile doğru, biraz yürüsem dedim..dedim ama vazgeçtim birden...boşver, otur masaya..bi çay yap kendine...gazetelere gömül...nasıl olsa kısa bir süre sonra Yaşamdan Dakikalar başlayacak..dedim kendi kendime....."Netekim" öyle de oldu...gazeteler, çok zaman alıyor..henüz bitmedi okunacaklar, ama program başladı...Hey gidi Ahmet Özhan..Yaşadığım şu ömürde, senin gibisi geldi mi başka acaba?...Nebil, onun hayat hikayesinin kısa filmini yapmış, bebek gibi bir genç adam olarak ortaya çıkmıştı..anımsattı herkese..o tereyağ gibi ses, Allah vergisi...hem yakışıklı, göze hitabediyor, hem de sesi güzel, kulaklara...dördörtlük bi sanatçı... Hayranım ben bu adama...niye daha sık, hatta hergün....bi program olsa ona has..haberler gibi..Ahmet Özhan saatininz başlıyor diye...Ancak doyarım...Doyulmuyor yoksa ona....Orhan Veli'nin İstanbul Türküsü şiirinin şarkısı var hani....orda " Edalım..... Senin yüzünden bu halim..."diyor ya...İşte Ahmet Özhan'ın burayı bi söyleyişi vardı, bittim....Bir de kendinden öyle emin...öyle rahat..özgüveni öyle yüksek bi adam ki, bu halleri kimsede yok başka..Yıllar onu yaşlandırmış, bebeklik hali kalmamış ...ne gam?...bulunduğu yaşı umursamıyor ki!...Tasavvuf, ruhuna iyice yerleşmiş besbelli....Öte dünya, gidilesi bir yer herhal onun için..öyle bir kanı bırakıyor insanda....özgüven, belki de ordan kaynaklanıyor...."Ölüm, âsude bir bahar ülkesidir her rinde" mi diyor acaba?....Keşke kendi anlatabilseydi bunları bana...Sfenks gibi....onunla konuşmak, fanilere nasip olmaz sanırım.....neyse.. program devam ediyor..bakalım daha neler söyleyecek...ağzımıza bir parmak bal çalıp gidecek o sufi....ömrü uzun olsun...