













6 Kasım cuma sabahı, yine Fenerium'un önünden Kuru Turizm otobüsümüze binip, Abant' gittik..Saat 8 di..sabah..13 sularında
göl kenarındaki mütevazi bir restoranda sucuk-ekmeklerimizi yedik..5 saat sürmüştü yol...nedeni, bol mola tabii ki...iyi oluyor
ama..molaları severim ya...geç kalmak önemli değil benim açımdan....Yolculuğu süsleyen, daha hoş kılan molalardır çünkü...
Yemekten sonra yola çıktık yine..Hedef Mudurnu idi....Yol boyu düşündüm..Şu Abant'a bi daha gelir miyim diye...Gelmem dedim içimden....Bana daral getiren bi yer kabul ettim burayı....Daracık, boğaz gibi bi yoldan geliyorsunuz ve birden geniş bir
boşluk oluşuyor gözlerinizin önünde...aydınlık, ferah...ama, yine de etrafınız yüksek ve siz ortada sanki hapis kalmış gibisiniz...
Bu benim, şizofrenik, obsesif ruhumun duyguları olabilir ama ne yapayım, elde değil...Sevemedim işte..Sonra Mudurnu....Anado
lu'mun güzel toprakları, güzel insanlarım benim...İhya ettik girdiğimiz dükkanları..Hatta, şu çizgili patlıcanlardan bile aldık..
Ben diyim, siz anlayın..1-2 konak var, otel yapmışlar...Güzeldi...Dolap içinde alafranga tuvalet, eskiyle-yeni karışımı.....uydur
muş insanım benim...zeki insanım benim...arkadaşlardan 3 ü, bi kahveye girmiş oturmuşlar...oranın yaşlıları varmış içeride..
Onlar oradan ayrılırken, yaşlılardan biri, öbürüne demiş ki: "Gart gart garılar gelir oldu buraya..." Duyulacağını tahmin etmedi herhalde, ağır işiten kişiler gibi... Bizi çok güldürdü bu laf....Beğenmemiş yani gelenleri...Genç bayanları bekliyormuş ....E onlar da gider inş..Mudurnu'ya..Amcanın gönlü olsun...Közlenmiş kestanelerimizi de yedikten sonra tekrar yola koyulduk....Beypazarı
na doğru....İşte arkadaşlar, sahne hayatıma da böylece başlamış oldum... Nasıl mı? Sus pus oturulmuyor tabii otobüsün içinde..
Yolculuğu renklendirmek gerek..Böyle işler de hep bana düşer...Bayılırım hareket, canlılık yaratmaya..Ufaktan ufaktan başlamış
ken şarkılara, yerimde..Önden bir bayan da aşka geldi...Söylemeye başladı...Tur başkanımız İmren Hanım mikrofonu ona verdi... O sırasını savınca, arkadaşların iteklemesiyle ben çıktım koltuk arasında durup söylemeye..İnsan düşünemiyor heyecan
dan...Koltuk arası da olsa, orası sahneydi doğrusu bana....Hem de bol neon ışığıyla dolu bir sahne..Tüm aklımdakiler uçup gitti....Hiçbir şarkı gelmedi aklıma... Hatırlattılar da öyle başladım.......Ve böylece ilk defa bir mikrofona söyleyebildim...Benim
için devrimdir bu....Tutmayın artık beni...Alışacağım bu işe....Millet düğünlerde söyleyerek başlar ya şarkıcılığa..Ben de otobüs
te başladım işte...Bundan sonra ne olur, bilemem...Teklif beklicem bi yerlerden....Bir dahaki tura da hazırlanıp gideceğim...Re
pertuar kuvvetli olmalı....Bi duyan olur belki canım......Neyse, sadede gelelim....Beypazarı'na gidince, artık yorulmuş olduğumu
zu anlayıp, otele yerleşmek istedik hepimiz..Odalarımıza çıktık...Asansörsüz bir yer düşünemeyen bizler, Beypazarı'nda 4 yıldız
lı otel olmayacağını tahmin edemedeğimiz için, 3 kat merdiveni bavulla tırmanırken, kendimize kızdık ne geldik buraya diye...
1 saat dinlenmeden sonra aşağı indik, (http://www.beypazaribagevi.com/) bağevi restorana otobüsle gittik onca yakınlığına rağmen...
Otantik, ne güzel bir yerdi..Koacaman bahçesi, sempatik restoran sahibi ve güzel yemekleriyle kalbimizi fethetti doğrusu...
Müzik de vardı canlı....Oraya has türküler, fıkralar,hikayeler dinleyip, soba üzerinde kızaran ekmeklerle, nefis etli yaprak dolmaları yedik...Kınagecesi canlandırması yaptılar...Folklorik gösteri de eksik değildi, Beypazarı oyunları da oynadılar çünkü....
23 te kalktık ancak, sabah 8 de kahvaltıda buluşmak üzere yattık gider gitmez.....Sabah, bavullarla bindik otobüse, bütün gün Beypazarı'nı gezdik, alış-veriş yaptık....Gümüşçüde, çok zaman ve çok para harcadıktan sonra, biraz yokuş tırmanıp, Hünkar
Sofrası denen restorana gittik öğle yemeği için...Yemekler ve ortam çok güzeldi..Hava çok güzeldi..Bahçesinde, hiç üşümeden
oturduk ...Sonra çıkıp tekrar alış-veriş...17 de toplaşıp otobüse biniş ve dönüş.....Şimdi aşağı fotoğraflar koyuyorum...Ne güzel,
seyredin... ( fotoğraflara, en alttan başlayarak bakın....çünkü ilki, en alttaki foto..sonuncusu da en üstteki foto...beceremedim
ayarlamayı..özür..)