28 Mart 2009 Cumartesi

Eski Paralar

Geçen yıl birgün Küçükyalı'daki Kızılay'a gitmem gerekti...Bindim bir taksiye, Kızılay'ın önünde ineceğim...Sokak dar, arkada arabalar bekliyor..Bankadan yeni alınmış bir 20 ytl.yi verdim ve arabanın kapısını açtım..Üstünü verecek..Parayı iade etti şoför..Bozuk yok dedi...Ben ceplerimde bozuk para buldum, verdim, indim..Dönüşte aynı parayı, yeniden bindiğim şoföre uzattım..Bu sahte dedi....Yani, önceki şoför, benim yeni parayı alıp, sahtesini bana vermiş...Sinir oldum tabii.. Attım onu.. Bugün, eczaneden 2 ilaç aldım, 20 tl.verdim..Geriye eski 5 liklerden ve bir-iki bozuk para verdi...Erenköy'de oluyor bu..Caddeden taksiye bindim..Şoföre verdim 6 tl....Bu sefer ucu yırtık..Artık o mu değiştirdi, eczane mi verdi..Farkedemedim..Ama biri bi şey yaptı,,,Doğal olarak yine sinirlendim....Millet birbirini kazıklıyor resmen...Niye?..Bunları bankaya götürseler olmaz mı? Eve girince, bunu da attım... İnsanlarımız uyanık...Ama kafaları kötüye çalışıyor...Almanya'da çalışan işçilerin, otomatik makinelerden sigara alabilmek için, jeton yerine buz kalıpları yapıp attıklarını, yıllar önce hep duyardım..Tabii makineler bozuluyormuş sonra..Buna benzer nice örnek sayılabilir...Dolandırı cılık, sahtekarlık kanımıza işlemiş....Biz hep böyle miydik acaba tarihte? Yoksa sonradan mı olduk uyanık, işbitirici ama kazıklayıcı....Nefretlik bir durum yaa... Hava güzel bugün...Bağdat Caddesi yine tıkanmış, çalışmıyor...Taksi dolanıp durdu sokakları nereden çıkabilirim diye...Cumartesi çıkılacaksa arabasız çıkmak gerekiyor yani...Ama genç ler, aksine, son model arabalarını gösterebilmek için caddeyi doldurup, trafiği , çözümsüz hale getirmeye uğraşıyorlar....Anlamak olası değil... Bir de şu meyve suyu meselesi...Capy'nin Turunçgilleri sadece katkısız, doğal..Ara ki bulasın... Yok yok....Kızlarım diyor ki, niye bulunmuyor..Ben de üreticilere soruyorum..Niye bulunmuyor? Biz böyle miydik eskiden..Meyveleri alır, pişirir, kendimiz yapardık halis mulis....Şimdiki gençler, bu tür meyve konsantrelerine burun kıvırıyorlar...Buz gibi limonataları da anneannele rimiz ne güzel yaparlardı....Özel limonata kovası vardı örneğin evimizde....50 tane limondan yapardı annem...Hoş bir içimi olurdu bu tarz limonataların...Doyamazdık.. Turşular örneğin... Cins cins...Temiz, katkısız....Küpler olurdu, kilerde...Bütün kış yenirdi..Küf ne demek..Olmazdı küf müf...Reçeller, tarhanalar, salçalar.....Herşey doğal ve tertemizdi....Şimdi ne yazık ki, hazır larıyla, gün be gün zehirleniyoruz... Özetle herşey yapay ve sağlıksız....En iyisi, acaba, bir köye yerleşip bu tarz bir yaşama mı geçmek? Yapabilir miyiz böyle bir şey? Modern hayatı terkedip doğal hayata geçmek ola sı mıdır? Trafikten de kurtulurduk...Hayali bile hoş geliyor bir cumartesi... İyi hafta sonları herkese...