31 Mart 2010 Çarşamba

SAMATYA

İlkokula başladığım semt....Henüz 6 yaşını bitirmeden girdiğim Samatya İlkokulu...Adı böyle miydi, onu bile anımsayamıyo - rum....3 katlı, yarı ahşap bir evdi oturduğumuz yer..O eve dair çok anım yok...Ancak, benim için önemli sayılanlar hariç tabii... Mutlu bir 6-7 yaş diye düşünüyorum...Kapının önünde, merdiven taşına örtüler serip evcilik oynadığımız, çamurdan köfteler yapıp, gazoz kapaklarını tabak diye dizdiğimiz yıllar...Yılların hiç geçmeyeceğini sandığımız yaşlar....Sanki hep çocuk kalacağız diye düşündüğümüz zamanlar...30 lu yaşlarındaki anne-babalarımız, ne kadar da yaşlıdırlar...Hele anneanne ve dedelerimiz... Öfff, çok ihtiyarlar....Onların da bir zamanlar çocuk ve genç olduğunu hiç aklımıza getirmediğimiz o yaşlar işte....O yaşlarda ben, Samatya'dayım...Kısa bir süre oturduk o semtte...Ama caddelerini, o ünlü merdivenini, Langa'dan gelip Yedikule'ye doğru giden tramvayları, köşedeki 10-15 basamakla çıkılan Karakolu....Merdivenden çıkıp Aksaray tarafına dönünce, hemen oradaki Hayat Ablanın evini....( Şimdi Şaşkınbakkal'da, bize yakın oturuyor)...Bunları çok iyi hatırlıyorum...Başka şeyler de var tabii ufak ufak...Tüm bunları yeniden yaşayabilmek için, hayattaki tek akrabam olan Teyzem'le, uzun zamandır Samatya'ya gitmek istiyorduk...Onun derdi başka...O, flört bile etmeden nişanlandığı ve ömür boyu mutlu- mesut yaşadığı sevgili eşiyle gezdiği Narlıkapı sahilini görmek istiyor.....Nişanlıyken, beni de yanlarına katarlardı, yalnız göndermemek için...6 yaşındayım...Enişte- mi çok severdim...Harbiye öğrencisi o zamanlar...Çok yakışıklı....Yeşil gözlü, 1.80 boyunda, kumral bir adam...Birbirlerine görür görmez aşık olmuş 2 genç....Teyzem de, yakan güzellerden...Ben de yanlarında çömez...Elhak eniştem çok iyi bir insan..Ölünce- ye kadar, bütün aileye saygı ve sevgiyle yaklaşmıştır ve bizleri hep çok sevmiştir...Biz de onu tabii..İşte bu Teyzem, Samatya'yı görmek ister tekrar...Kimbilir ne anıları var oraya dair....Bu sabah....Greek music'in face'e koyduğu o güzel şarkıları dinlerken, bir yandan da alttaki yorumları okuyorum....Adminlerden Reha Bey, 5-6 gün izin istiyor...Neden diye soranlara da cevap veri- yor.."4 Nisan Paskalya Bayramı..Bu yıl, ermeniler ve rumlar paskalyayı aynı tarihte kutlayacaklar..Ben de biliyorsunuz çörek- çiyim....Samatya Şan Pastanesinde çörek yapıp satışa sunacağım"....Ehh, şimdi....Artık Samatya'ya gitme vakti gelmiş midir, gelmemiş midir?....Bazı şeyler oluyor ki, kendiliğinden devamı geliveriyor...Bu da öyle birşey....Ben, bu pazar Samatya'dayım arkadaşlar.....Gelmek isteyen varsa, takılsın bana.....Yayan veya arabayla...Hiç farketmez...Sokaklarında dolaşacağım....Çok geniş bir caddesi vardı yukardan aşağı inen...Dedem elimden tutar kendi evlerinden, bize getirirdi beni....İyi hatırlayamadığım uzuuuuuun bir duvar var gözümün önünde, kaldırım buyunca sürüp giden....Onu bulacağım...Duruyorsa tabii...Fotoğraflar çekeceğim..Sonra da bunları face'te yayınlayacağım......Görüşmek üzere.....Bir not: Bu gece Zarifi'deyiz...