4 Ocak 2010 Pazartesi

ÖZKÖK devri bitti....

Ertuğrul Özkök....Yıllardır, yazılarını zevkle, gıptayla okuduğum bir yazardı benim için...Kendi isteğiyle ayrıldı...Yorucu ve stres dolu yaşamından bıkmıştı belli ki....Diğer ünlü ve varlıklı zenginler gibi.....Akıp giden hayatını bir yerde tutup yakalayıp, seyirci değil oyuncu olmayı tercih etti...İyi de etti...İnsan, bir kere geliyor, bu "dünya" denilen değirmene....Bir dahası yok....Hayat, bitti mi, bitiyor....Ve her geçen yıl, bu dünyanın tadını çıkarmaktan uzaklaştırıyor insanı..Bence geç bile kaldı ayrılmakta..Artık, Yemen'e mi gider, Tibet'e mi çıkar, yoksa Serdar'la birlikte NewYork'ta o bar senin, bu bar benim mi yapar?....Bilinmez....Ama ne yaparsa yapsın, mutlu olacağı kesin................Bugün,Sabah'ta, Hasan Bülent Kahraman çok güzel bir yazı kaleme almış.... Onunla aynı düşüncedeyim ben de....Özkök'ün cv si değil sözkonusu olan..Onun, Türkiye tarihinde, belki Özal'la başlayıp bugünekadar sürüp gelen bir dönem içinde, 20 yıllık etkin bir yayın yönetmenliği geçmişi var...Ve Hürriyet'te,".. Özal döneminin değişimcilik rüzgarını estirmiş" olan Özkök, 2000 lere gelindiğinde, neo_liberalizmin yakında bitebileceğini hesap etti mi etmedi mi bilinmez, son dönemde, magazin gazeteciliği üslubunu benimsemiş ve toplumun etik ve sosyolojik yapısının deforme olma sına katkıda bulunmuştur....Benim düşüncem budur....İyidir, hoştur, yazdı mı güzel yazar, iyi idarecidir falan filan..ama, bir sade vatandaş olarak düşüncem bu yöndedir.....Sade vatandaş olmanın " dayanılmaz hafifliği" içinde, bizlerin düşüncelerinin ne önemi vardır, bilemiyorum...Yazdım işte....5000 dolarlık nefis şarapları Özkök'e afiyet olsun....
3 Ocak / pazar...Karoly utca...Kızım, sevgiliarkadaşı Timi ve annesiyle...Timi de, Akademiyi pekiyi ile bitirmişlerden...