20 Mart 2009 Cuma

20 Mart / Cuma

Yararlı bir cuma oldu benim için bugün...Nihayet Kadıköy'e inip, gerekli şeyleri aldım...Çarşıyı zevkle dolaştım..Sanki bir turistmiş gibi, yabancı gözüyle baktım , kokladım, seyrettim...Hoştu doğrusu...Uzun zamandır gezmediğim için iyi geldi...Sonra Yazıcıoğlu İşhanına gittim..Laptopum için, office 2003 programı aldım...Hemen yan taraftaki, nalburların bulunduğu sokağa da girip banyo lavabosu için armatür de aldım..Ve eve geldim...Programı yükledim, sonra da gelen for werdları açtım..Tam 28 tane..Epey zamanımı aldı doğrusu..Şimdi içim rahatladı..Açamıyorum diye sıkılmiştım çünkü...Her zamanki gibi, kimse yardımcı olmayınca kendim yaptım, kendimden bir aferin aldım..Enfes müzikler, Nazım'ın kendi sesinden "Memleketim" şiiri...Hoş şeyler..Bayıl dım.... Sonra biraz ev toplama..O sırada bir telefon..Uzun zamandır buluşmak isteyip de yapamadığımız bir arkadaşım, eski dostum, gençlik rüzgarım aradı...Bugün veya yarın için düşünüyorduk görüş meyi..Maalesef yine olamadı...Haftaya dedik...Bakalım..Umarım zaman yaratabiliriz, anılardan, ortak arkadaşlardan konuşup güzel 2-3 saat geçirebilmeye... Haa, unuttum..Bie de radyo aldım..Oldukça iyi ses çıkarıyor....Örneğin şimdi Tarkan söylüyor ve ben de zevkle dinliyorum..Zaten radyonun verdiği zevki, ne yazık ki tv de bulamıyorum.. Tv deyince, sabah konuştuğumuz arkadaşım aklıma geldi...Gece tv izlerken uyuyup kalıyormuş, sabah kalkınca açık buluyormuş her zaman...Ama bu sabah kalktığında tv nin koku ve duman çıkardığını görmüş...Siz, siz olun. Sakın açıkken uyuyup bırakmayın..Herhalde yandı bi şeyleri.. Tamirci bekliyordu.. Bugün okuduklarımın arasında, " Bir yastıkta kocayın" sözünden yola çıkarak hazırlanmış, o eski uzun yastıklara dair nostaljik bir yazı vardı..Oradan size bir cümle: " Yaşamda en değer li kavramlar, POS cihazından kartınızı geçirerek sahip olduklarınız değildir..Bir yastıkta yata bilmenin, yarinle uyuyabilmenin değeri tarifsizdir." Gençlere ithaf ediyorum bunu... Herkese, öylesine bir mutluluk dilerim arkadaşlar..

Deneme

20 mart cumadayız....Atilla İlhan'dan bir şiir yazmak istedim ama bir türlü olmuyor...düz yazı haline geliyor...deneme yaptım, olmadı...o nedenle, bir önceki yazıya aldırmayın.. Bu şiiri çok severim aslında...Ben sana mecburum....Nerden aklıma geldi sabah sabah...Doğan Hız lan yazmış, İzmir'de şiir haftası başlayacağını...İçim gitti....Keşke İzmirli olsaydım da gitseydim güzel şiirleri dinlemeye...Liste, olağanüstü şiirlerle dolu ve şairlerle..Nazım da var tabii..Nazım deyince aklıma geldi..Bunu da yeni öğrendim...Bir Alman Karl...Yolu, Kız Kulesine düşüyor hika yesinde...Yüzerek çıkıyor kuleye..Gemiden atlamış...Kurtarıyorlar..Ve gün geliyor, Mehmet Ali Paşa oluyor bu adam Osmanlı'da..Hatta Berlin Anlatlaşmasında Osmanlıyı temsil eden 3 kişiden biri de bu Karl, nam-ı diğer Mehmet Ali Paşa..evleniyor ve 3 kızı oluyor..Biri Celile Hanım...İşte Nazım, Celile Hanımın oğlu olarak doğuyor sonra..Yani Karl, kendini gemiden atmasaydı kendini, çıkmasaydı Kız Kulesine yüzerek, Nazım da olmayacaktı....Şükürler olsun.. Başka şükredecek şeyler de var tabii.. Hz.Muhammet'ten... Beş şeyden önce beş şeyi ganimet biliniz diyor..Ne onlar.. 1-İhtiyarlık gelmeden gençliği.......2-Hastalık gelmeden sağlığı......3-Fakirlik gelmeden zenginliği....4Meşguliyet gelmeden zamanı....5-Ölüm gelmeden Ömrü........ Valla işte hayatın temel felsefesi budur bence.....Ne kadar yapabiliyorsak bunları, o kadar kolay olur mutlu olmak.... Bir fıkra....Delikanlı, annesine demiş ki: Evleneceğim kızı ben seçtim anne..Ama önce sana tanıştıracağım..3 kız getireceğim eve..Sen tahmin et bakalım ..Geliyorlar birgün...Tanışıyorlar.. Hepsi gidince soruyor delikanlı..Hangisi diye..Annesi "Ortadaki, kızıl saçlı olan." Nasıl bildi anne diyor.."Bir tek ondan hoşlanmadım çünkü" diye cevap veriyor kadın.. Doğa kanunu mu, nedir.. Şimdilik bu kadar..Kadıköy'e ineceğim arkadaşlar..Bir musluk ve microsoft office programı satın almaya...Sonra tekrar buluşuruz...Byy..