31 Ocak 2009 Cumartesi

31 ocak / cumartesi

Gece...11.05...Hüzünlüyüm yine...bitmiyor...biter gibi oluyor ama bitmiyor...

Pürastan'la Nişan Abi

Sabah sabah tüm gazeteleri gezip dolaştım ve Tayyib Bey'in davranışı konusun- da, medyanın, iki farklı görüşe ayrıldığını gördüm...Ben bu taraftayım..Yani işin duygusal yanında..Kırk yılda bir olan bir davranışı alkışlamaktan başka bir şey düşünmeyen, işin siyasi getirisini ya da götürüsünü hiç hesaba katmayan duygusal bir Türk'üm...Olmuş, bitmiş...İyi de olmuş..Gerisi boş.... Yazının başlığı nedir, diyenlere gelince..Bu iki isim, çocukluğumdan beri, anım- sadıkça mutluluk duyduğum iki kardeşe ait isimlerdir...Şimdi nerdedirler, ha- yatta mı, yoksa gittiler mi? Bilmiyorum..Ama onları çok sevdiğim bir gerçek.. Bizim ermeni komşumuzun çocuklarıydılar...Bir genç kız ve bir genç adam... o zamanlar 10-13 yaş arasındayım...Öyle güzel bir komşuluk ki anlatılamaz.. Arka bahçelerimizin arasında sınır bile yoktu...Birlikte yaşardık nerdeyse.. Akşamlarımız " Bir maniniz yoksa gelmek istiyoruz " la geçerdi...Tv yok.. Sadece radyoların olduğu zaman...Bu nedenle komşulukların olanca güzelli- ğiyle yaşatıldığı bir devirdi..Öyle sıcak, öyle samimi insanlardı ki.. Aramız- da din konusu hiç geçmezdi...Hatırlanmazdı bile..Ama bizim bayramlarımızda kutlamaya gelirlerdi...Biz de onların paskalya zamanlarında giderdik...Kır- mızı yumurtalar, paskalya çörekleri, kurban etleri, bayram şekerleri alış- rişleri dostluğumuzu süsleyen unsurlardı...Hele onların ikramda bulundukla- rı bir şey vardı ki, hala aklımdadır...Kadehlerde, su içinde gelirdi, beyaz, macun gibi bir şey...tatlı kaşığı yanında...tadına doyulmazdı...Evde çeşitli likörler yaparlardı..Annem onlardan öğremişti likör yapmayı...Nefis olurdu..O zaman misafirlere likör-çukulata ikram etmek modaydı zaten...Bir de topik...çok lezzetli bir yiyecektir o da...Şimdi Pangaltı civarında bir-iki dükkanda satılı- yor hala....Çok saygılı, dürüst ve iyi insanlardı tüm aile..Nişan abi, kapalıçarşıda kuyumculuk yapardı..Pürastan abla, birgün bana bir cümle öğretti...Akşama otururlarken söylemem için...Ben de söyledim..Ayıp bir cümleymiş..Bilmiyorum ya..Başarı gibi ortaya atıvermiştim incelemeden..Vaze vaze, vorut guze..Ses uyu mu hoşuma gitti diye söylemiştim..Pişman oldum ama ok yaydan çıkmıştı.. Bunlar nereden aklıma geldi..Onu da anlatıvereyim..Ankara Başsavcılığı, bu- günkü gazetede okudum, Ermenilerden özür kampanyasının takibine mahal olmadığına karar vermiş, yani soruşturmaya...İşte güzel, sevinilecek bir haber daha...Özlenen demokrasi budur zaten...Benim Ermeni komşularımın güzel dostluklarını keenlemyekun maziye gömmem, onları unutmam istenmemeli benden..Hatırladıkça mutluluk yaratan anılar, neden suç olsun...Onlar bizim insanımız..Bu topraklarda doğup büyüyen, vatandaş olmaya en az benim kadar hakkı olan komşularımız...Sizleri çok seviyorum...Hala..