5 Ağustos 2009 Çarşamba

KISA BİR TATİL

Yarın,. gece otobüsüyle ver elini Bozcaada....Biraz kalıp geleceğim dostlar...Özledim adayı....Bir yıl
geçsin de tekrar gideyim diye dört gözle beklediğim bir zaman bu..Aslında sonbaharda da olası tabii ama o mevsimde gidilecek başka güzel yerler olduğu için, ada bana hep yaz içinmiş gibi geli
yor...Kışın ise, hiç gitmemek daha iyi...Feribot veya vapur, herneyse, o dalgaların içinde, bir tahta parçası gibi alabora olurken yolculuğun hiçbir zevki kalmıyor...Bozcaada şimdi iyi işte ve gidiyorum yarın....Haftaya görüşeceğiz demeyeceğim...Dizüstümü beraberimde götürüyorum bu
sefer....Ayazma'da yoktur wireless ama otelimizde var...Sabah-akşam kısa girişler yapabileceğim sanırım....Öğle yemeklerinde, Vahit'de oturup, kocaman gözlemeleri yemek, sonra
sında sarı sıcağın altında pırıl pırıl parlayan akvaryum görünüşlü denizi seyredip mel mel oturmak.....Aman yarabbi!...Bu ne zevktir böyle...İşte o andır ki, dünyaya geldiğime sevinirim..Gideceğimi düşünmeden....Özgürüm o anda..Dünyadan kopmuuuş, belki gökyüzünde
uçuşan bir ruh ...Azade, sorumsuz, alabildiğine rahat.........Yanmış, kavrulmuş vücudunuzu jilet gibi soğuk suyun içine bir anda atıvermek....Bozcaada bu işte, bu!....