15 Ocak 2009 Perşembe

zebercet

adını ben koymuştum zebercet'in...çok güzel küçük siyah bi yavru kediydi....anla
dınız sanırım, di li geçmiş kullanmaya başladım çünkü...evet..zebercet gitti...öldü....kızım onu gönen beye götürmek için taksiye atladığında debeleneniyormuş, bi an gelmiş duruvermiş...ölmüş....gönen bey kalsın gömerim demiş ama geri getirdi....keseri verdim...arka bahçeye çukur açtı...tesadüfe bakın ki. yan binada cenaze arabası ve imam gelmiş, halk toplanmış..dualar filan..helallik diliyor ordakilerden imam...o sırada gömdü kızım zeberceti....mizansen çok uygundu yani...denizotobüsü kaçtığı için de taksiye bindi havalimanına giderken...şu anda baktım, inmiş..hava soğuk diyor....budapeştenin soğuğu da bi acaip olur yani...burdaki gibi değil...tam
kara iklimi...
ama o ne güzel bir diyardır allahım....binbir gece masallarındaki gibi bir yer...
insana huzur veriyor...trafik yok...hiç yok...akşamları biraz...ama herkes o kadar
saygılı ki birbirine...korna çalmak yasak zaten..kimse kullanmıyor...öööööyle
bekliyorlar....her yer yakın...5 dakikada bir metro...3 kat metro...herkes aşağılarda gidip geliyor...onun için görünüş tenha....insanlarda sinir yok...çok
sakinler...bizim gibi değiller....biz çok kızgın bir milletiz...her an patlamaya, kav
ga etmeye hazır insanlarımız....50 yıl geçse de biz sakin ve anlayışlı olmayı öğrenemeyiz...kanımız böyle herhalde....göçebe ruhlu atalarımızdan geliyor bu
ruh....yaşamak için mücadele etmişler hep...biz de devam ettiriyoruz bunu...
yazık...
bugün böyle geçti ama daha gece bitmedi....geceler nelere gebedir bilinmez...
iyi şeyler olsur umarım her zaman...

perşembe

nihayet geldi 15 ocak....sabah kalkınca erenköye gidiş, sonra oradaki işleri ayarlayıp bostancıya dönüş yaptım...kızım bavulunu hazırlamış, banyo yapmış ve kuaföre gitmiş...birazdan gelip 12 deki denizotobüsüne binecek ve havaalanına gidecek..ben de erenköye döneceğim...akşam evimde olmak üzere..
bugün şu ev işimizin de hallolma ihtimali var...anlaşma olsa da ben de rahatlasam...böyle tedirgin yaşamak insanı rahatsız ediyor...kesinlik severim..
herşey açık ve net olmalı...
şimdi 5 günüm nasıl geçecek, bi plan yapmam lazım...ayın 23 ünde dişçi randevum vardı ama akşam sağ tarafta kanal tedavisi yapılan diş kırıldı..sallanı
yor...gidip göstermem lazım..onca emek, onca para boşa gitti..sanırım bu dişin çekilmesi gerekecek....bi acı daha..
cuma dişçi olabilir..cumartesi zekeriya sofrası var...bi pazarım var boş, güzel...iyi değerlendirmek lazım...pazartesi kimbilir ne çıkar...salı da resim dersi
akşamına da kızım gelip hemen iş sanata konsere gidecek...eli mahkum..paris'ten tanıdığı itamar golan çalacak çünkü....gitmese olmaz..adam
evsahibini bekler normal olarak....bu sanatçılar çok hassas oluyor...konser sonrası bi yerde toplanıp yemek yerler filan...
tam bunları yazarken kızım aniden içeri girdi, bağırıyordu..anne ..zebercete bi şey olmuş...kan akıyor...balkonda duruyor kaç gündür..gelip gidiyordu..hemen bi havlu aldı, zeberceti sardı kucakladı...çıktı...gönen beye götürdü...kalsın burda demiş gönen bey...çocuk 12 de çıkacak halbuki..inşallah uçağı kaçırmaz..
sahrayıceditdeymiş yeri...saat 11.35 oldu...yani şu hayat hiç belli olmuyor...her an her şey olabilir...hayvanın ağzı kan içindeydi ve inliyordu..
akşama buluşmak üzere...yani inşllh...insan bilemiyor ki....bi arkadaşım dün akşam şöyle dedi: ya öff..sende de hep bi haber var yani...şöyle oldu, böyle oldu..
olaysız bi günün yok demeye getirdi...ne yapayım..ben de istemiyorum ama olu
yor işte... ufak tefek şeyler herkesin başına gelebilir...beteri olmasın...di mi?