6 Ocak 2009 Salı
rüzgar
kendi kendinize sıkılıp dururken bi gün aniden bi telefon çalar...öteki uçta, yıllar dır görüşmediğiniz eski bi dosttur arayan..konuşursunuz, eski ortak arkadaşlarınızı hatırlarsınız birlikte...geçip giden gençliğiniz aklınıza gelir..sonrasında ise neler neler düşünürsünüz hayata dair...e serazat yaşadığınız günler bir bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçmeye başlar sanki... bir anda eski hatıralar ilaç gibi gelir ruhunuza..ama o anda hüzün de çöker içinize.. o ses, size geçip giden gençliğinizi de anımsatmıştır..belki bir iki damla gözyaşı dökebilirsiniz...
hayatı baştan yaşasaydım ne yapardım dersiniz...mutlu bir insansanız, aynı şekilde yaşardım diye cevaplarsınız kendinizi..değilseniz...işte o meçhul..binbir şekli var dır yeniden yaşamanızın..azade ruh, sizi nerelere götürürdü acaba..şimdide yapamadıklarınızı yapmış olmayı dileyebilirsiniz..inka medeniyetini, çin seddini filan görme fırsatını neden kaçırdım..neden etkin bi hayat yaşamadım..neden insanlara yararlı bi insan olamadım..nedenbol paraya, bol üne kavuşma hayallerimi gerçekleştiremedim...neden bi enstrüman çalmayı öğrenmedim..neden beni sevenleri sevmedim de sevmeyeni seçtim..neden kitap yazmadım..neden kalp kırdım..neden sevdiğime sevdiğimi söylemedim..işte böyle şeyler...binbir türlü soru kafanıza gelip takılır o telefonla..böyle bi durumda kalmanın en acı tarafı, artık geri dönüşün mümkün olmayışıdır..geri dönüş yoksa..geçen geçmiştir..geriye bakmamalı..gelecekse
daha önümüzde duruyor..onu değerlendirmek, kalan zamanı en iyi biçimde kullanmak..budur yapılacak en doğrusu..içinizde kalmış istekleri gerçekleştirmek..
kıyısında köşesinden,bi şekilde..artık o şahsınıza kalmıştır..ne arzu ediyorsanız, onu yaşamanız dileğiyle sevgili arkadaşlar..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder