8 Mayıs 2009 Cuma

özgürlük

Zülfü'yü dinliyorum yine iş güç arasında..."Ey özgürlüüüüük" diyor...Tabii aklıma da binbir özgürlük sembolü doluveriyor birden..En güzeli de, yemye şil bir çayırda, koştura koştura uçurtma uçurmak oluyor......Ben mi yim o?..Kim, bilmem...Beni bu güzel havalar mahfetti..der ya şair...Aynen öyle..Baharın etkisi olsa gerek...Kırlara açılmak, denize gider gibi...Ne hoş.. ne de boş...Olsun, özgürlük böyle bir şey işte...Arada bir suya batıp çıkan, ak bir martının uçuşu kadar güzel...Zülfü, bu sefer, karlı kayın ormanında yürüyorum geceleyin'e başladı..Gündüzden kopup geceye geçtim ben de.. Eskiden geceyi severdim, artık gündüzleri seviyorum..Geceler " kayıp" geliyor bana nedense...Kaybedilmiş bir zaman...Kaybetmek, her şekliyle beter bir şey zaten...Bu türkü Nazım'ı getiriyor akla doğal olarak..Al bir üzüntü daha...Güneş topla benim için'e geçiyorum....Nazım, içimde bir yaradır hep kanayan..Ona yetişemedim ama avukatını yakından tanıdım.. Yanında staj yaparken... Çok şey vermişti bana doküman olarak..Ama ah o heykeltraş Ali Rıza....Yattı arşivimin üstüne..Anlatmıştım bunu..Neyse, yerinde rahat uyusun o da...Üzmeyeyim onu da...En güzel şiirlerinden biri de şöyleydi kısa olarak : " Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim.." Ne güzel bir anlatım Allah'ım...Şiirleriyle, asırlarca yaşayacak adam..Zaten her zaman kalplerde Nazım...Onun yeri, diğerlerin den çok farklı tabii....Zülfü de, ne güzel şarkı yapıyor o şiirleri...Adamın romanları da, şarkıları kadar güzel..En yeni okuduğum kitabı, geçen yıl "Leyla'nın Evi" ydi..Güzeldi..Duru bir dille yazıyor..Ellerine sağlık.. Bugün, evde temizlik var...Meşgulüm arkadaşlar..Şunları yazıp çıkıyorum.. Akşama evimde olurum, görüşürüz ..Hoşçakalın şimdilik..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder