21 Ocak 2009 Çarşamba
21 ocak çarşamba
Bugün için, geçen haftadan sözlüyüz arkadaşlarımla.. öğlen yarımda buluşup
Palladium'a gideceğiz....sigara da içilebilen bir restoran varmış.....ben beylerbe-
ni önermiştim ama kabul görmedi...yakın diye burayı tercih ettiler...eh, çoğun-
luğa uymak gerek..gönül ne ister...sohbet..öyleyse kahvehaneye bakmamak lazım..neresi olursa...
çalıştığım yıllarda arkadaşlarla eminönü'ndeki Borsa lokantasına ( özellikle Nazım'ın avukatı Mehmet Ali Sebük ile) , mısır çarşısındaki nedret arkadaşımla
karaköy liman lokantasına filan giderdik....bugün hatırladığımda o yılları, dolu
dolu geçmiş diyebiliyorum..mesela sayın hocamızın gelenerksel perşembe ziya-
retlerinde, azade akar hanımın arabasıyla pekçok görkemli güzel evlere gittik davetli olarak...entel bir çevre...sanatçı, yazar, doktor, hattat, ebrucu...sayama-dağım kadar çok meslek ve bunların en iyileri, en ünlüleri...o günleri unutmak gerçekten imkansız...görgü ve bilgi açısından iyi bir zenginleşme oldu benim
için...hepimiz için....Süheyl hocayı anlatmayı bir başka yazıma bırakıyorum...
çünkü o bir efsane gibiydi...bir veli...bir sofi...aynı zamanda müthiş bir salon adamı.. on parmağında on marifet olan bir insandı...türkiye'de böyle kişiler
azdır... gezdiğimiz kütüphane ve müzeleri saymakla bitiremem...arı gibi çalı-
şan bir ekiptik....çok güzel eserler çıkardık..neyse, bunlar sonraki yazıya kalsın..
palladiuma girip de alışveriş yapmadan çıkabilirsek, kendimizi başarılı saya-
cağım bugün için...insan, dükkanların cazibesine ister istemez kapılıyor....
tuzak bir nevi.....tuzağa düşmeden akşama dönüp gelmek ümidiyle hoşçakalın..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder