19 Ocak 2009 Pazartesi
19 pazartesi gecesi
ne yazık ki çıkamadık tülinle..onun işi vardı...hevesimiz yarım kaldı...belki yarın, belki başka zaman..çıkacağız..
oturmuş piazzolla dinliyorum...beni alıııp uzaklara götürüyor...tam o sırada bir mesaj..kızımdan...son gecesi...tunaya gidiyor gezmeye...bota bineceklermiş...
bari o gezsin....
hıncalımın ameliyatı ertelenmiş sten takıldı diye..onu öğrendim..herhalde haftaya kaldı...biran evvel olsa da kurtılsak şu işten...
bugün eski bir arkadaşım aradı fakülteden...ne bu ya, hıncal,hıncal....ne aşkmış
bu dedi...yok canım aşk maşk...o bize göre değil...sevgi diyelim dedim...insan
sevdiğini merak etmez mi?.. o kadar...
saat 21.10... sıkıldım....bekle bekle...neyi bekliyosam...ah tülin..ne güzel çıkacak
tık...hatay restorana gitmeyi düşünmüştüm...hoş bir yer orası...sahibi mehmet
ali ışık bey....yıllardır nice şairleri, yazarları, çizerleri ağırlamış...bu işin erbabı..
yemekleri, özellikle tandırı çok meşhur....her gece ilginç kişiler gelir..bir yılbaşı,
eskiden, Boysandan bir arkadaşla orada geçirmiştik geceyi....şarkılar filan..
unutulmazdı...eve yakındı..tam 12 de çıkıp koşa koşa gelmiştik..bostancı sahilde
atılan havai fişekleri seyir ede ede...yıllar geçti aradan...m.ali ışık bey hala işinin
başında....önünden geçerken bazen görür, davet eder....bir gün zorla yeni çıkmış
künefeden yiyin diye tutturmuştu...hemen kaldırım kenarında yemiştik...nefisti
benden söylemesi...gidenler künefe yesin özellikle..
umarım bir akşam sevdiklerimle yine ziyaret ederim hatay'ı...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder